Multiple Skleroz

Son yıllarda bir salgın gibi artmaktadır. Multipl skleroza kısaca MS denir. Beyin ve omurilikteki akson denilen sinir uzantılarının çevresindeki miyelin kılıfı zarar görür. Bu miyelin kılıfı, pek çok nedenle hasar görebilir.Hasarlar birçok bölgede görülür. Bu kayba demiyelinizasyon adı verilir. Daha sonra yara iyileşirken yerinde nedbe dokusunun oluştuğu gibi burada da sertleşmiş, skleroze olmuş plak denilen bir doku oluşur. Bu plaklar hastalığın karakteristiğidir ve belirtiler ortaya çıkar. Hastalık başlangıcı genellikle genç erişkinlik dönemindedir ve kadınlarda daha sıktır.

alt

Hastalık, birbiriyle iletişim kuran beyin ve omurilikteki hücreleri etkiler. Elektrik sinyali aksonlar boyunca ilerlerken, bağışıklık sistemi bilinmeyen nedenlerle miyelin kılıfına saldırır ve harap eder. Miyelin kaybolunca, aksonlar, artık sinyali iyi iletemezler. Başlangıçta sinyal iletimi yavaşlarken, bir süre sonra eksik gitmeye başlar ve sonunda da hiç gitmez. Böylece hastalık ilerlemiştir. Beyin, vücut fonksiyonları üzerindeki hakimiyetini kaybetmiştir. Kontrol edilemeyen fonksiyonlar,hastalığın belirtilerini oluşturur.

altalt

Etyopatogenez

    Büyük olasılıkla MS genetik, çevresel, enfeksiyöz faktörler ve damar sorunları gibi diğer faktörlerin bir bileşimi sonucu ortaya çıkar. MS, kalıtsal bir hastalık olarak kabul edilmez. Ancak, genetik varyasyonların hastalığa yakalanma riskini artırdığı gösterilmiştir. MS riski, MS hastalığı olan bir kişinin yakınlarında, özellikle ikiz kardeşler, ebeveynler ve çocuklarda genel toplumdan daha yüksektir.

Güneş ışığına maruz kalmada azalma, daha yüksek MS riski ile bağlantılıdır. Azalmış D vitamini üretimi ve alımı, daha az güneşe maruz kalanlar arasında yüksek riski açıklamak için kullanılan ana biyolojik mekanizma olmuştur.Ayrıca MS’te aşırı artmış olan nitrit oksit salgısını da azalarak etkili olur. Şiddetli stres de bir risk faktörü olabilir. Sigara içmek MS gelişiminde bağımsız bir risk faktörüdür. Ürik asit düzeyi düşük olanlarda, MS, daha sık görülür. Beslenme ile hastalık arasındaki ilişkiyi de gözden kaçırmamak gerekir. MS’li hastaların neredeyse hepsi, doğal olmayan ve rafine gıdalardan zengin beslenirler ve mide-bağırsak problemleri vardır.

altalt

Mültipl sklerozun klinik belirtileri

Başlangıçta MS bulguları çok sinsi olabilir. İlk belirtilerin ortaya çıkmasından kesin tanı konmasına kadar yıllar geçebilir. MS belirtileri, genellikle nörolojik fonksiyonlarda yavaş yavaş ilerleyici bozukluk veya relaps, atak, nöbet ya da "flare-up" denilen, kötüleşen epizodik akut dönemler olarak karşımıza çıkar.

Multipl skleroz atakları önceden belirlenemez. Uyarı olmadan çıkabilir. Bazı ataklar ise yaygın tetikleyici faktörler ile tahmin edilebilir. Bahar ve yaz aylarında daha sık görülür. Soğuk algınlığı, grip veya gastroenterit gibi viral enfeksiyonlar, atak riskini artırır. Stres de atakları başlatabilir. Hamilelik relaps duyarlılığını etkiler. Gebelikte atak sıklığı düşükken, doğumdan sonraki ilk birkaç ay boyunca atak riski artar.

Belirtiler duyusal, motor ve psikolojik olarak üç grupta toplanır. Bunlar;

Duyusal balirtiler


     MS’li olgularda, ilk bulgu % 40 duyusal bozukluklar, % 17 görme bozuklukları, % 12 felçler ve güçsüzlüktür. Geri kalanlar baş dönmesi, dengesizlik, idrar ve dışkılama sorunları ve trigeminal nevralji (üçüz sinir ağrısı) ile doktora başvururlar.

alt

Tedavi ve Beslenme

MS bağışıklık sistemi hastalığı olarak değerlendirilmelidir. Hedef dokusu sinir sistemi ve nöronlar olan bir hastalık. Dolayısı ile akut ataklarda kullanılan bağışıklık sistemini zayıflatan kortizol gibi ilaçlar faydalı gibi gözükse de, bağışıklık sisteminin bozuk çalışmasını sağlayan faktörler düzeltilmediği için hastalık tekrarlayıcı olarak devam etmektedir.

   Bu nedenle tedavide yapılması gereken faktörler;

  1. Sağlıklı molekül yapısı düzgün olan su içmek
  2. Himalaya tuzu kullanmak
  3. Doğal yiyeceklerden oluşan beslenme
  4. Vitamin, mineral ve aminoasit eksikliklerinin giderilmesi
  5. Serbest radikallerin azaltılması
  6. Ağır metallerin temizlenmesi
  7. Ozonterapi
  8. PHYSİOTRON ile Elektromanyetik alan uygulama

altalt

Yeşil sebze ağırlıklı beslenme uygulanmalıdır. Yaptığım çalışmada, CRS sonuçları antioksidan kapasitenin azaldığını göstermiştir. Bu nedenle antioksidanlardan zengin beslenme planı uygulanmalıdır. 

    CRS ile ölçüm yapılarak eksik vitamin ve mineral ihtiyacı karşılanmalıdır. Omega-3 takviyesine dikkat edilmelidir. Günde 12 adet kullanılmasını önermekteyim. Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi Doç.Dr. Nuri haksever'in BESLENMENİN KIRMIZI KİTABI-SİZ YEDİKLERİNİZSİNİZ- Makro besinler adlı kitabında mevcuttur. Noni adlı meyve
suyu, antioksidan etkisi ve içerdiği vitamin, mineral, aminoasit ve enzimlerle tedaviye katkıda bulunur.

alt

Bu arada vücuda zararlı maddelerin girişini durdurmalı veya en aza indirmeliyiz.

PHYSİOTRON ile Elektromanyetik alan uygulaması birçok yönden fayda sağlar. Bağırsak inflamasyonun azaltılması, ağır metallerin temizlenmesi, antioksidan kapasiteyi artırma, hücre içine suyun, vitamin ve minerallerin girişini kolaylaştırma etkileri yanı sıra hastalığın oluşumunda etken olarak düşünülen zararlı elektromanyetik alanları temizler.

Adresimiz

 Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
 (0216) 411 95 98
  (0530) 605 36 79
Bağdat Caddesi, Selamiçeşme, Fenerbahçe Mah. 160/1 A BLOK PK : 34726 Kadıköy - İstanbul

Hakkımızda

Dr Remedy "SAĞLIĞINIZ BAŞARIMIZDIR" sloganına esas olmak üzere sizler için hazırladığı, size en uygun programı tespit edip bunu uygulayıp toplumu oluşturan ve oluşturacak bireylere daha anne karnından itibaren sağlık bilinci ve sağlık kazandırarak sağlıklı nesiller yetişmesine katkıda bulunmayı planlar..

Sosyal Medya: