Şeker hastalığı

     Tıp dilinde Diabetes Mellitus denilen ve kan şeker düzeylerinin normalden yüksek seyretmesi ve buna bağlı olarak vücutta yaygın hasarların meydana gelmesi ile karakterize, bir bölümünün genetik geçişli olduğu düşünülen ve toplumda yaygın rastlanılan metabolik bir hastalıktır.

     Pankreastan salgılanan insülin hormonu eksik veya yoktur.  Ya da hücrelerin insüline yeterli yanıt vermediği insülin direnci söz konusudur. Ayrıca gebelik diyabeti ya da başka hastalıklara bağlı gelişen sekonder diabet denilen tipleri vardır.

     Eskiden, ana belirtileri 3P olarak adlandırılırdı. Poliüri (çok idrar çıkma), polidipsi (çok su içme) ve polifaji (iştahın artması ve çok yemek) teknolojinin ilerlemesi ve kan şekerinin bu belirtileri oluşturacak kadar yükselememesi nedeniyle artık başlangıç belirtileri olmaktan uzaktırlar. Bu 3P, şimdilerde sadece sağlığını önemsemeyen kişilerde görülen yakınmalardır. 
Hastalık zaman içerisinde başta kalp ve dolaşım sistemi olmak üzere, böbrek, beyin, göz, ve ciltte komplikasyonlar, hasarlar meydana getirir.

     Diabetin tedavisi, öncelikle hasta ve yakınlarına verilecek eğitimle başlar ve beslenme programları çok önemlidir. Klasik tedavide uygulanan ilaç tedavisinde insülin hormonu veya ağızdan alınabilecek ilaçlar ya da her ikisinin kombinasyonu mevcuttur.  Fakat bizim yaklaşımımızda şekerin yükselmesinin nedeni olan hücre içine girememesinde rol oynayan mikrobesinler verilir.Bu mikrobesinler verildiğinde hücreler şekeri içlerine alırlar ve böylece kan şekeri düşerken insülin direnci azalır. Ayrıca şeker hastalığında en önemli role sahip bağırsakların temizliği sağlanarak hastalık oluşturucu etkenler yok edilir.  Diabet hastaları uygun zaman ve miktarlarda egzersiz yapmalıdır.  Son olarak da pankreası daha iyi çalıştırmak için Physiotron uygulamasına baş vurulur.
       Diabetin tedavisindeki amaç, kan şekerini düşürmek olmamalıdır. Tabi ki sonuçta kan şekeri düşecek ama bu amaç olarak değil, yaptıklarımızın bir göstergesi olarak olacaktır. Diabetin tedavisinde son yıllarda yeni yaklaşımlar gözlenmektedir. Bu yeni yaklaşımların hedefi kullanılacak insülinin dozunu minimuma indirgeyebilmek ve böylece insülinin zararlarından korunmak, diabetin vücutta bırakacağı hücre yıkımı ve hasarı en aza indirebilmektir.

    Physiotron uygulaması ile hücre yenilenmesi sağlanabilmekte ve böylece diabet hasarı asgari düzeye çekilebilmektedir. Hücreler uygunsuz kan şekeri ortamından Physiotron uygulamasıyla olması gereken ortama çekilirler. Böylece hücre hasarı minimuma indirgenip, hücre yenilenmesi tetiklenebilmektedir. Bu yolla pankreas hücrelerinin de yenilenebileceği ve buna bağlı olarak insülin sentezi yapan adacık hücrelerinde de sayı ve nitelik bakımından da artma sağlanılabileceği bildirilmiştir. Bu artış hastaya kullanacağı İNSÜLİN DOZUNDA AZALMA olarak yansıyacaktır. 
      Diabetin önemli komplikasyonlarından biri de DİABETİK YARALARdır. Bu yaralar, yüksek kan şekerine bağlı damar ve sinir harabiyeti sonucu ortaya çıkarlar. İyileşmeleri zordur. Physiotron  diabetik ayak denilen durumda da başarıyla kullanılmaktadır. Çünkü yara iyileşmesini düzenleyen mekanizmaları aktive etmekte, doku oksijenizasyonunu artırmaktadır. Aynı mekanizma ile uzun süre yatmaktan dolayı oluşan ''DEKÜBİTİS YARALARI'' nında tedavisi kolaylaşmaktadır.

alt


     Bu konu ile ilgili geniş bilgi Doç. Dr. Nuri Haksever’in yazdığı BESLENMENİN KIRMIZI KİTABI SİZ YEDİKLERİNİZSİNİZ- ŞEKER HASTALIĞI kitabında mevcuttur.

Adresimiz

 Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
 (0216) 411 95 98
  (0530) 605 36 79
Bağdat Caddesi, Selamiçeşme, Fenerbahçe Mah. 160/1 A BLOK PK : 34726 Kadıköy - İstanbul

Hakkımızda

Dr Remedy "SAĞLIĞINIZ BAŞARIMIZDIR" sloganına esas olmak üzere sizler için hazırladığı, size en uygun programı tespit edip bunu uygulayıp toplumu oluşturan ve oluşturacak bireylere daha anne karnından itibaren sağlık bilinci ve sağlık kazandırarak sağlıklı nesiller yetişmesine katkıda bulunmayı planlar..

Sosyal Medya: