Otizm

oti

Otizmde biyokimyasal reaksiyonlar, genetik olarak yavaş çalışmaktadır. Bu reaksiyonlarda görevli enzimler, ayrıca dışarıdan alınan toksinlerin hasarına da uğrarlar. Bu reaksiyonlarda görevli ko-enzim olan C vitamini, B kompleks vitamini vb.

Otizmde biyokimyasal reaksiyonlar, genetik olarak yavaş çalışmaktadır. Bu reaksiyonlarda görevli enzimler, ayrıca dışarıdan alınan toksinlerin hasarına da uğrarlar. Bu reaksiyonlarda görevli ko-enzim olan C vitamini, B kompleks vitamini vb. vitaminler ve çinko, selenyum, magnezyum vb. minerallerin yetersizliği de zaten yavaşlamış olan biyokimyasal reaksiyonları tümüyle yavaşlatır. Böylece gittikçe yavaşlayan bir reaksiyonlar zinciri ortaya çıkar yani kısır bir döngü ortaya çıkar.

 Evlerimizin havasında, badanasında, halısında, mobilyasında, elektronik eşyalarında, giysilerde ve oyuncaklarda birçok toksin mevcuttur. İçtiğimiz su ve yediğimiz gıdaların içinde veya dışında bulaşık durumda da bulunurlar. Tablodan sorumlu olan başlıca toksinler böcek ve tarım ilaçları, dezenfektanlar, antibiyotikler, deodorantlar ve solventlerdir. Çocuğun yaşı ne kadar küçük ve beyni ne kadar az olgun ise bu toksinlerin davranış, algılama, bilişim ve motor fonksiyonlarında bozukluklara neden olma derecesi de artar.

 Toksinler ve hastalık yapan mikrorganizmalardan çıkan metabolitler bağırsak içinde inflamasyona neden olurlar. Bağırsak florasındaki faydalı mikropların oranı bozulur ve hastalık yapan bakteri, mantar ve parazitler artar. Bağırsak hücreleri geçirgenliği artar ve normalde kana geçmeyen toksinler kana geçmeye başlarlar.

Diğer yandan, bağırsak hücrelerinin fonksiyonu bozulduğundan vitamin ve minerallerin kana geçmesi de bozularak, çok sayıda vitamin, mineral ve diğer besi maddesi eksikliği gelişir. Yağların sindiriminin azalması ile yağ ve A,D, E, K vitaminleri gibi yağda eriyen vitamin ve likopen gibi maddelerin kana geçmesi de azalır.

Genetik yatkınlık nedeniyle toksinler ve enfeksiyonlarla yeterince baş edemeyen çocuklarda birbirini takip eden mekanizmalar otizm tablosu oluşmasına neden olur. Bağışıklık yanıtının bozulması, inflamasyonun artması ve enzimatik reaksiyonların yavaşlaması hormonlarda bozukluklara, sinir fonksiyonlarının bozulmasına ve toksinlerin beyin ve diğer organlar üzerinde gelişim bozukluğuna neden olmasına yol açar. 

Risk faktörleri 

  • Ekilebilir toprakların niteliğinin bozulması sonucunda, sebze ve meyvelerdeki vitamin ve mineral içeriğinin düşmesi.
  • Gıdalarımızda omega-3’ün azalması ve omega-6’nın artması
  • Ağır metal, ilaç ve toksinlere fazla maruz kalınması
  • Kene, Klostridyum bakterileri ve Candida mantarları gibi organizmaların salgıladıkları toksinler

 Bulgular

Otizmde, kişinin dil, sosyal ve iletişim becerilerini bozulur. Erken bebeklik çağında olgular, normal gibi görülürken genellikle 6-18 ay geçtikten sonra hastalık belirtileri ortaya çıkmaya başlamaktadır. Birçok otizmli çocuk, sanki işitme problemi varmış gibi seslenmeye tepki vermezler.

 

Otizmli çocuklarda ilk dikkati çeken bulgu, zamanında konuşmaya başlamamalarıdır. Birçok otizmli çocukta mide bağırsak sorunları vardır. Kabızlık, gece uykudan uyandıran sancılanmalar, karın ağrısı, karın üzerine yatma, kronik ishal, ağız kokusu, gaz çıkarma ve geğirme, pis kokulu ve yağlı dışkılamalar sık görülür.

Tedavi için 1-5 yaş arası çok önemlidir. Fakat daha büyük çocuklar tedaviden fayda görmez diye düşünülmemelidir.

Hücrelerin çalışma düzenini görmek için cell regulation sistem (CRS) ile inceleme yapılmalıdır. Bu sistem ile inflamasyonun durumu, bağışıklık sistemi, oksidatif stresle baş etme kapasitesi, metabolizma, alerjik durumlar, intertisyel asidoz durumu, deasidifiye etme yeteneği, antioksidan kapasite, bioflavonoid kapasite değerlendirilmektedir. Ayrıca sistemlerin uygun çalışması için gerekli vitamin ve mineralleri de görebilmekteyiz.

Tedavi planı ve beslenme

    • İçilecek suyun sadece temiz değil, aynı zamanda sağlıklı olması
    • Himalaya tuzunun alınması
    • Elektromanyetik alan uygulama
    • Doğal yiyeceklerden oluşan beslenme
    • Glutensiz ve kazeinsiz diyet
    • Vitamin, mineral ve aminoasit eksikliklerinin giderilmesi
    • Bağırsak florasının düzeltilmesi
    • Sindirim enzimlerinin takviyesi
    • İnflamasyonun azaltılması
    • Serbest radikallerin azaltılması
    • Ağır metallerin temizlenmesi
    • Ozonterapi
    • İlaçlar
    • Eğitim
    • Frekans tedavileri
    • Antioksidanlardan zengin beslenme planı uygulanmalıdır.
Yeşil yapraklı sebzeler rahatlıkla yenebilir. Bu arada vücuda zararlı maddelerin girişini durdurmalı veya en aza indirmeliyiz. Gluten ve kazeinden yoksun bir diyet planına geçmeliyiz. Peynir yasaklanması gereken maddelerin başında gelmektedir. Meyve yerken bile içeriğindeki şekerden dolayı kısıtlama uygulanmalıdır. Bağırsaklardaki inflamasyon nedeniyle sebzelerin emilimi de riski artırabilir. Şüphe mevcutsa, food test yapılabilir. Ayrıca besinlerin frekansının kişinin frekansı ile uyumlu olup olmadığı radyestezi ve biorezonans ilkeleri ile test edilebilir. Gıdaların içeriğinde enerji olup olmadığı değerlendirilirse fayda artar.

PHYSİOTRON Elektromanyetik alan uygulama birçok yönden faydalıdır. Bağırsak florasının değişiminde, inflamasyonun azaltılmasında, ağır metallerin temizlenmesinde, antioksidan kapasiteyi artırmada, hücre içine suyun, vitamin ve minerallerin girişini kolaylaştırmada etkileri vardır.

Radyonik ve cellcom fayda sağlar.

Adresimiz

 Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
 (0216) 411 95 98
  (0530) 605 36 79
Bağdat Caddesi, Selamiçeşme, Fenerbahçe Mah. 160/1 A BLOK PK : 34726 Kadıköy - İstanbul

Hakkımızda

Dr Remedy "SAĞLIĞINIZ BAŞARIMIZDIR" sloganına esas olmak üzere sizler için hazırladığı, size en uygun programı tespit edip bunu uygulayıp toplumu oluşturan ve oluşturacak bireylere daha anne karnından itibaren sağlık bilinci ve sağlık kazandırarak sağlıklı nesiller yetişmesine katkıda bulunmayı planlar..

Sosyal Medya: